Tesettürlü genç kızlara hitab eden aylık bir dergi çıkmış. Elime alana dek pek önemsemediğim bu havadisin aslında hayret verici ve tahlile değer bir konu olduğunu üzüntüyle gördüm. Hanımlar Rehberi üzerine okumalarımın odaklaştığı, kadının yaradılışsal mahiyetine dair zihin ve ruh dünyamda yeni pencerelerin açıldığı bu dönemde bu haber atom bombası gibi düştü ılıman iklimime.

Söz ettiğim, “tesettürlü kızlara yönelik” aylık dergi ve derginin muhtevası, kadınlığa ait letafet, zarafet, mahremiyet gibi mana vasıflarının tümünden mahrum, setrolunmayı ruhunun en derin fıtri ihtiyaçlarından biri olarak gören hanımları şıklık, rüküşlük, modernlik, popülerlik ve sair madde vasıflarına hapseden ve onu tek kalıba sokmaya, bir libası giydirmeye çalışan faşist zihniyetin alicengiz oyunlarının bir meyvesi adeta.

Dış görünüş ve göz alıcı bir imajın ana temasını oluşturduğu dergide popüler mekanlarda tesettürlü kızlar son model çantaları, kıyafetleri ve örtüleriyle arz-ı endam ediyor. Son zamanlarda mıuhafazakar camianın kemiyeten güçlenmesine, keyfiyeten bir içerik boşalmasına, kalite kaybına uğradığını yakın ve uzak çevremden ve dönüp baktığımda kendi nefsimden müşahede ediyordum fakat bu denli aleni bir atılım, bu denli cüretkâr bir değişim beklemiyordum.

Belkide tamamen tesettürü estetize edilmiş şekliyle sunmak ve buna teşvik etmekti amaç ancak maksadının aksiyle aksülamel etti benim dünyamda. Ve yıllardır peşinden milyonlarca uyuşmuş akıl, bozulmuş kalp ve perişan ruhları sürükleyen televole kültüründen mülhem bir uyarlama gibi geldi. Üstad “medenilere müsamaha ve teşebbüh suretiyle yanaşmamamızı, o halde onlara iltihak edip dalalete düşebilme tehlikesinin olduğunu ihtar ediyor Mesnevide. Zaten ekseriyetle Avrupa kültür ve medeniyetinin istilasında yaşayan bizler onlara benzemekten şiddetle içtinab etmemiz gerekirken, dünyaya ehil olacak bir vaziyette yaşamanın adeta kılavuzu olan böyle yayınlara itibar etmemeliyiz diye düşünüyorum.

Güzel bürünür, çirkin görünür demiş büyüklerimiz... hilkaten güzel manalara hamil olan bir hanım, kendinde görünen güzellikleri, hüsünleri aleme ilan etmek istemeyeceği gibi, yediğini, içtiğini, giydiğini, gezdiğini, gördüğünü, aldığını kısacası tarz-ı hayatını mahrem tutmayı, bununla ilgili sır vermemeğe azami ihtimam göstermeyi istese gerektir.

Gayr-ı malumu ilam kabilinden olan bu ve bunun gibi yayınlar, dünyevi yaşayış standartları çok sınırlı ve sosyal-ekonomik imkanları çok dar olan hanımları, kızları, daha evvelinden hiç akıllarında olmayan şeylere özendirir ve ulaşamadığını yaşama isteği uyandırabilir.

Nefis ve hevaya adeta tahakküm edildiği, tahrikat ve tahribatın ayyuka çıktığı bu ahir zamanda, zaaflarına ancak şahs-ı maneviden aldığı kuvvetle mukabele etmeye çalışan ehl-i imanın geleneksel kabullerini değiştirmek ve üstelik bunu geniş kitlelere teşmil ederek teşvik etmek umumun gayretine halel getirmekten ve dünyanın ehli olmaya tahrik etmekten ötede fayda sağlamaz.

Yıllardır başörtüsünden dolayı itilip kakılan bizlerden birilerinin komplekslerinin bu gibi tezahürleri ehl-i dünyaya meydan okuma niyetli olsa bile bizim kimliğimizi, ideallerimizi, değerlerimizi küçük düşürür, hoyratlaştırır. Çok ses getirmek değildir marifet olan. Zaten boş fıçı çok langırdar. Hilkaten nazenin ve latif olan her varlık sessiz sedasız yol alır bu dünya meydanında.

Maksadım kimsenin hayat tarzını eleştirmek değil elbette. Herkes nasibi nisbetinde dinini yaşar, kendi hudutları çerçevesinde ahlaki hassasiyetlerini muhafazaya çalışır. Ancak izlenen yoldur, tesettürlü bir hanımla alakalı her türlü detayın ifşası ve diğer mütesettirlerin gıpta damarının tahrik edilmesidir eleştirilen...

Bizler Nur talebesi olma gayretinde olan genç kızlar olarak kıymetli vaktimizi malayani malumatlardan ziyade Risale-i Nur’un yüksek hakikatlerinden istifademizi artırmaya sarf etmeli, nazarlarımızı ve himmetimizi bu gayeye tevcih etmeliyiz.

Cenab-ı Hak bu uğurda muvaffak etsin ve bizleri bu yolda büyütsün, yürütsün, çürütsün inşaallah. Amin.

Nurefşan İraz