Nurettin HUYUT
Duyguların eğitimi
18 yaşından önce çocuğa din eğitimi hakkı vermek suç.
Kime göre; sanırım dini olmayan ateistlere göre. Kendini bilmez, Allah’tan, dinden bihaber birisi veya birileri geçmişte böyle bir rapor hazırlamış. “Aileleri dahi verse suç işlemiş olur” denmiş bu raporda…
Bediüzzaman Hazretleri ise şöyle buyuruyor: “Bir çocuk, küçüklüğünde kuvvetli bir ders-i imani alamazsa, sonra pek zor ve müşkül bir tarzda İslamiyet ve imanın erkânlarını ruhuna alabilir. Adeta gayr-ı Müslim birisinin İslami yeti kabul etmek derecesinde zor oluyor, yabani düşer.” (Emirdağ L. Sh. 39)
Bir baba düşünün gözü önünde evladı adım adım cehenneme doğru gidecek ve o baba hiçbir şey yapmadan öylece seyredecek.
İnançlı hangi baba bunu yapar? Hem dindar bir insan elbette taraftır. İlahi emirlere taraftır. Şeytana ve şeytandan ders alanlara taraf olacak değil ya…
Bu raporu yazanlar nasıl bir iman ve itikat taşıyorlar. İnsanı et ve kemikten ibaret dünya hayatıyla sınırlı, öldükten sonra bir daha dirilmeyecek, ölünce yokluk karanlıklarına düşecek bir mahluk olarak mı görüyorlar?
Öyle de görseler bu fikri savunmamaları lazımdır. Zira itikadı olmayan öldükten sonra yok olacağına inanan bir insan bu dünyada da mutlu olamaz. Hem böyle bir insanı idare etmek daha zordur. Anarşist olur anarşisti idare etmekse çok daha zordur.
Hem dinsiz bir toplumdan ne hayır gelir.
4+4+4 şeklindeki kesintili mecburi eğitim ile ilgili tartışmalar sürerken yapılan gösterilerden birinde açılan bir pankart dikkatimi çekti pankartta şunlar yazılıydı. “Dört-dörtlük dini eğitim.” Oysa düşünüyorum da 12 yıl boyunca verilen dini eğitimin neresi dört-dörtlüktür. El insaf akı kara siyahı beyaz diye gösterme buna derler.
Sanki artık bundan sonra müfredatta hadis dersleri veya akaid dersleri, siyer-i nebi dersleri konmuşta üstüne üstlük Arapça ikinci dil olarak mecburi kılınmış da, sanırsın böyle bir şey olmuşta.
Teknik olarak iyi mi olur kötümü olur onu erbabı tartışsın ama dini eğitimin yasaklanması aksine insan haklarına tecavüzdür, yememiş yedirmiş, içmemiş içirmiş saçını süpürge etmiş bir anne veya babanın bu kadarlık hakkı olsa gerek çocuğunu maddi hayata yetiştirirken menevi hayata da yetiştirmek hem hakkı hem de görevidir.
Bediüzzaman Hazretleri 24. Sözde insanı bir saraya benzetir. Bu sarayın yüzlerce odası vardır. Ve bu odalarda eğitilmeyi bekleyen çocuklar hükmünde duygular vardır. Bir değil yüzlerce duygunun kendine has eğitimi yapılmalıdır.
Mesela şefkat duygusu düzgün ve yerinde kullanılması için özel eğitime tabi tutulmalıdır. Bir anne şefkatini yanlış kullanarak çocuğunu Kur’an mektebinden alıp paşa mektebine göndermemelidir. Çünkü böyle davranırsa çocuğunun ebedi hayatını mahveder.
Veya inat duygusu öyle eğitilmeli ki, neye inad edeceğini aklıyla karar vermelidir. Fındık kabuğuna sığmayan bir nedenle küstüğü arkadaşını affetmelidir. Bu inadı namazını dosdoğru ve inatla düzgün kılmada kullanmalıdır.
Yani hakta sebatta inat etmelidir. Bunun için de özel eğitim gereklidir.
Yine sevgi duygusunu Aşk-ı hakikide kullanmalıdır. Aksi takdirde mecazi mahbuplara verilen sevgi başa bela olur.
Yine merhamet duygusunu evde, makamın izzetine uygun davranmak meselesini de işyerinde uygulamalıdır.
Kadında mertlik iyi bir haslet değildir. Dişi kuşu anne yaptığı için hısset derecesinde tutumlu olmalıdır ki, yuva kurulsun.
Akıl fen ilimleri ile kalp ise din ilimleri ile aydınlanır. Sadece aklı aydınlatıp kalbi kendi haline bırakırsanız, vicdansız olup çıkar. Menfaati için bütün bir memleketi ateşe vermekten çekinmez. Bunun örneklerini diktatör liderlerin uygulamalarında açık ve net bir şekilde görüyoruz.
Mesela Kuzey Kore’deki gibi diktatör bir liderin ölmesine çılgınca ağlamak yanlış bir eğitimin sonucudur. Bize göre böyle bir liderin ölümüne ağlanmaz bilakis sevinilir. Buradaki insanlar doğruyu öğrenmemişler. Üzülme duyguları yanlış eğitilmiş…
İnsandaki duyguların hepsi ayrı ayrı eğitim ister. Adeta bir insan değil bir insanda yüzlerce insanı eğitmek gerekmektedir.
Bütün bunlarla birlikte kalkıp “bir çocuğa 18 yaşına kadar dini eğitim hakkı verilmemelidir” demek insanı tanımamak yanında cehaletini ilandır.
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.