Afife ARTIK
Risale-i Nur’un Şahs-ı Manevisi Ne İş Yapar?
- Nur Risaleleri her şeyden evvel adı üzerinde tenvir eder, nurlandırır. Her türlü zulüm ve zülumat bataklıklarından insanı halas eder, kurtarır, çıkarır. Bu zülumatın başta geleni elbette küfürdür. Sonra; şirk, gaflet, enaniyet, milliyetçilik, tamahkarlık, nefisperestlik, menfaatperestlik, dünyaperestlik, faziletfuruşluk, malumatfuruşluk, lafızferetslik, korku, evham gibi çeşit çeşit karanlıklar gelir ki bunların cümlesinden Nur Risaleleri insanı halas eder.
- Nur Risaleleri tecdid eder yeniler. Adem yani; yokluk demek olan yeknesaklığı, tek düzeliği tar-ü mar eder. Durağan bir tek zerre olmadığını, anen feanen her mevcudun, cümle zerratın ademden vücuda yeniden yeniye çıkartıldığını ders verir ve Yirmi Dördüncü Mektubun başında da izah edildiği gibi mümkin mahlukların ancak tebdil ve tağyir ile vücudu olabileceğini söyler. Tağyir ve tebdilden münezzeh olan sadece bu kainatta insanı hayretler içinde bırakan faaliyeti yapan Vacib-ül Vücud’dur. Nur Risalelerinin hüküm sürdüğü kişi ve yer daim tağyir ve tebdil eder. Durağanlığa, statükoya asla mahal vermez.
- Nur Risaleleri ilim ile kemale götürür. Evvelki asırlarda Allah’a vasıl eden yollardan farklı olarak ilim içinde harika kısa, sehil, zevkli ve şevkli bir yol açmıştır. İnsanların yıllarca riyazet ile, erbainler ve çileler ile vasıl oldukları maifetullah ve muhabbetullaha ulaşmanın kestirme ama umumi bir cadde olan yolun açmıştır. Nur Risalelerini okuyanlar marifetullah, muhabbetullah yolunda daim terakkidedirler. Ve bu hal ruha öyle biz lezzet atar ki daha dünya lezzetlerini, makamlarını, şan ve şerefini aramazlar. Bunlar ellerine geçse de dine ve imana alet ederler.
- Nur Risaleleri hakikati arama meyline kuvvet verir. Okuyanları hayal dünyasında yaşamaktan, hakikatsiz zevklerin peşinde ömür tüketmekten, muhkem bir hakikati olmayan her şeyden tenfir ederek uzaklaştırır. Hak ve hakikat aşkı verir. Sadece bu fani dünyaya bakan işlerin hakikatsizliğini ve çürüklüğünü göstererek ve dünya zalimlerin hükmünde olduğunu göstermek ile dünyaya müteallik işlere girişilmesinin insanı az çok zulme ortak edeceğini göstererek dünyaya sadece iman ve Kur’an hizmeti namına bakmayı öğretir. Makam, saltanat ve dünya hükümdarlığının ehl-i imanı imanî hassasiyetlerden uzaklaştıracağını ders verir.
- Nur Risaleleri doğruluğu hâkim kılar. Özünde, sözünde, fiilinde, nazarında dosdoğru olmayı ders verir. Bediüzzaman; en büyük hile hilesizliktir diyerek insanın hem aile ham içtimai hayatını çok cenderelerden kurtaracak bir düstur göstermiştir.
- Nur Risaleleri akla kapı açar, iradeyi elden almaz. Hürriyetten yanadır, özgürlükçüdür. Kişilerin ve toplumun kafasına bir ayar çekmek derdinde değil, insanların kalblerinin fethi ile, onları hak ve hakikat ile hemhal etmek çabasındadır. Olan gerçekliği olanca açıklığı ile ortaya koyar. İsteyen ve ihtiyaç duyan alsın der. Kimsenin peşine düşmez, müşterilere yalvarmaz, birilerini kendine çekmek için takla atmaz.
- Nur Risaleleri akıl ve kalbin beraberliğinde gider. Rüyalar hakikat mesleğine uygun düşmez der. Rüya ile hayaller ile gerçekliğe uymayan hedefler ile meşgul olmaz. Kış içinde çiçek açmayacağını bilir eğer mevsim kış ise biz ancak toprak altında faaliyet yapabiliriz, kar altındaki toprağı işler, bırakılabilecek tohumları bırakırız. Kış olduğu için de ancak baharda atılabilecek tohumları değil kış şartlarında hayatiyeyini muhafaza edebilecek tohumlar atarız der. Yani; muktezay-ı hale mutabık davranır.
- Nur Risaleleri sırren tenevveret ile iş görür. Yani; kalabalıklar şaşaalı organizasyonlar, şeairi incitecek birliktelikler içinde değil, mütevazi, debdebesiz, dünyanın göz alıcılığını kullanmadan sade bir sunum yapar. Nurlandırması kalbden kalbe inikas eden bir nur iledir, mekanlar, makamlar, büyük şahıslar bu nuru inhisar altına alamazlar. Nur, bir kimseyi ve bir makamı mekan ittihaz etmez. Nura ayine olunduğu müddetçe ve hizmetkat olunduğu kadarı ile nur orada görünebilir. Kimse enesi ile onlara sahip çıkamaz.
- Nur Risaleleri şefkat menbaından beslenmek ile Güneş gibidir. Kırmaz, dökmez, bozmaz. Tahtip etmez tamir eder. Saldırmaz, sadece gerektiğinde müdafaa eder. Asayişi korumayı vazife bilir. Umumî ıstırahata halel getirecek hiçbir girişimde bulunmaz. Aksine umumi emniyete zarar verecek her türlü tefrika ve oluşuma mani olmaya gayret eder.
- Nur Risaleleri içtimai hayatta bu esaslar üzerine hareket eder: hürmet, merhamet, helal-haramı bilmek, itaat ve emniyet.
- Nur Risalelerinin esası ve hedefi: iman-ı tahkiki ve hakikat-i Kuraniyedir.
- Nur Risaleleri siyasetin dine hizmet etmesi gereğini ifade eder. Dinin, Rızay-ı İlahi’den başka hiçbir şeye alet edilemeyeceğini söyler. Din, ne siyasete, ne dünyaya ne de saltanata alet edilemez der.
- Nur Risaleleri, kendisine intisab edenden bu üç asası esas tutmalarını ister: tevazu u mutlak, terk –i aneniyet ve mahviyet. Ancak bunlar ile imana ve Kurana hizmet edilebileceğini yoksa yapılan faaliyetlerin tamir değil tahrip olabileceğini der.
- Nur Risaleleri şahısları değil hakikati nazara verir. Bu enaniyet asrında hakka hizmet ancak bir şahs-ı manevi ile yapılabilir. Bir ordunun zaferi kumandana verilemez, ordunun her neferi o zaferde emeği vardır der. Bir insan ne derece harika meziyeti ve kemalâtı da olsa böyle zındıkanın cemaat ve komitecilik ile saldırdığı zamanda karşı koyamaz, dayanamaz. Bu zamanda allame ve müçtehid de olsalar ancak Risale-i Nur’un şerh ve izahlarını yapmalılar çünkü çok emarelerle anlaşılmış ki
Risale-i Nur ULUM-U İMANİYEDEKİ FETVA VAZİFESİ İLE TAVZİF EDİLMİŞ.
- Nur Risaleleri orijinaldir. Kendi üslubu, yöntemi, tarzı vardır. Bir başka tarz içine sığışmaz ve sıkıştırılamaz. Omuz omuza hizmet ettirir, hiyerarşik yapılanma kaldırmaz. Nur Şakirtleri Üstadlarının da Kur’andan ders alan, Kur’anın ve Rasulullah’ın talebesi olduğunu bilirler ve lahika mektuplarında tebeyyün etmiştir ki Said Nursi, kendisini, yüksek makamlarına rağmen, hizmetteki kardeşleri ile aynı seviyede tutmuş, kendisinin de onları ders arkadaşı olduğunu ve onların dualarına ihtiyacı olan aciz, hasta bir kul olduğunu hatta onlardan himmet beklediğini demiştir. Kendisini hiçbir zaman bir farklı konumda, amir gibi hükmeden göstermemiş kendini ziyade alakadar eden işlerini bile (mesela kendisini hükümetin vermek istediği tayinatı alıp almamak gibi) hizmette arkadaşlarım dediği Nurun Hizmetkarları ile istişare etmiştir.
- Nur Risaleleri Kur’an-ı Hakîm’in mucizavi bir lem’asıdır ve Kur’an neye ne kadar değer ve ehemmiyet vermiş ise O da o kadar değer ve ehemmiyet vermiştir. Bu zamanda iman ehli nasıl yaşar? Sualinin cevabını verir.
Risale-i Nur’un bu hakikatli düsturlarına uyulmazsa ne olacağının tefsiri ise hâl-i âlemdir. İslam âleminin içinde bulunduğu keşmekeş ve azapta kalan vicdanlar, huzursuz kalbler, karışık akıllar, maddi veya manevi olarak birbirine silah çeken mü’minler “bu düsturlara uyulmazsa ne olur” sualinin tefsiridirler.
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.