Çamlık Mevlid’ine kıymetli kardeşim Enes Önder Cengiz ve Risale-i Nurlara ilgi duyan damadı Nail ile birlikte gittik. Araba Uhuvvet Risalesi’nin okunacağını ve Filistin’e dua edileceğini hissetmiş gibi sanki uçarcasına yol almış ve tatlı muhabbetlerle bu yolculuğumuz son bulmuştu...

Üstadımız Said Nursi’nin Barla’ya dönüşünde, hasretle çınar ağacını kucakladığı gibi bizler de Çamlık’ı ruhumuzla kucakladık… Çamlık Mevlidi gelenleri, okunan hakikatlerle de Nur Talebeleri çamlığı kucaklamıştı…

Tefekkürüne, zikrine kucak olmuş çınar ağacına sarılan ve ağlayan Üstadımız, aslında o çınar ağacına sarılıp, ağlamasıyla bize şu dersi de vermiş gibiydi: Etiyle, kanıyla ve ruhuyla Allah’a kulluk edenlere, Risale-i Nurlarla iman ve Kur’an’a hizmet edenlere, sımsıkı sarılın. Onlar da sizin tefekkürünüze vesile olmuş, muhabbetleri ise çınar ağacınız olmuştur…

Çamlık Mevlidi’nde, ihtiyacımıza binaen ve tam zamanında okutulan Uhuvvet Risalesi kalbimizdeki yaralara tiryak oldu. Tamda Uhuvvet Risalesine uygun bir manzaraydı: İstanbul’dan Sabri Okur, Ali İhsan Erdemir, Akhisar’dan Hâfız Abdullah Yılmaz vs. uzak yerlerden gelen Nur Talebeleriyle Risale-i Nur okuduk, Risale-i Nur Ağabeyimizi birlikte dinledik...

Bediüzzaman’ın, “Bir göz hatırı için çok gözler sevilir” dediği gibi; Risale-i Nurları okuyan gözlerin hatırına tüm Nur Talebelerini seveceğiz, sevmeliyiz... Bir şart var ki; hain olmaya, vatana millete ve Nur Hizmetine zarar vermeye… Allah şevkimizi ve uhuvvetimizi daim etsin.

Yıllardır katıldığım Çamlık Mevlid’lerinin bu seferki bende bıraktığı iz: Yolda uhuvvet bahsi yapılmışken, uhuvvet dersinin tevafuk etmesi ve ders sonunda Hafız Ali Hocamızın yaptığı Filistin için etkileyici dua olmuştur… Filistin’in kurtuluşu için yapılan duaya ve vampir İsrail’e lanete sanki Gazzeli ve tüm Filistinli şehitler de koşarak gelip; âmin demişlerdi... O şehitler, başları kopmuş çocuklar, bu uhuvvet tablosuna bakıp; hem Filistin'in hem de âlem-i İslâm'ın kurtuluşunun ancak ve ancak hayata geçmesi gereken İslam kardeşliğiyle mümkün olabileceğini ruhumuza fısıldamış gibi oldular...

Ehli Sünnet tüm cemaatlerin ve Nur Talebelerinin Filistinli kardeşlerimize yaşatılan zulmün son bulması için yaptıkları dualar mutlaka kabul görecek ve cani İsrail’e gelecek olan tokadın ayak sesleri de inşallah önceden hissettirilecek…

Bu muhteşem organizasyonda maddi ve manevi emeği geçenlere ve ilerleyen yaşına rağmen genç bir delikanlı gibi hizmete koşturan Eyüp Ekmekçi ağabeyimize, fedakâr vakıflara binler teşekkürler. Güzel bir gündü… “Risale-i Nur’un Manevi Avukatı” Ahmed Feyzi Kul, Hasan Atıf Egemen ağabey ve çamlığın bağrında yatan Nur talebeleri için güzel bir programdı ve maşallah geniş bir katılımdı. Gelenlerden ve gelemeyip programı Nur Söz’den, Nur Âlemi’nden izleyen herkesten ve uhuvveti esas alan her Nur talebesinden Allah ebediyen razı olsun…

Hüsnü Bayramoğlu Ağabeyimiz bu birlikteliğe son nefesine kadar kıymet ve emek vermiş ve bizleri de uhuvvet için şevklendirmişti. Bu vesile ile Hüsnü ağabeyimize ve tüm ağabeylerimize de rahmet diliyoruz. Allah o kahramanlar gibi Nur Talebesi olmamızı nasip etsin. Onlar gibi nurun hakikatlerini kulağımıza küpe etmeyi özelliklede uhuvveti nasip etsin. Abdullah Yeğin Ağabeyimizin dualarında çok tekrar ettiği gibi: Allah bizleri istikametten ayırmasın…

Çamlık dönüşü Uhuvvet Risalesi’nin ruhumuza bıraktığı hoş bir Râyihâ ile Ahmed Feyzi ağabeyimizin müdafaasını düşündük ve tekrar okuduk... Risale-i Nur’u böyle muhteşem müdafaa eden, kendisini nifaktan, şikaktan; kin ve adavetten koruyandır… Bizimde Alem-i İslam’ın hukukunu korumak ve Filistin’i zulümden kurtarmak için nifaktan, şikaktan; kin ve adavetten korunmamız ve aşk ile Kur’an hizmetine sarılmamız lazım! İşte o zaman şaşaalı bir zafer elde edilecek…