Marifet konusunda bir çağrı

Değerli dostlar bu hafta sonu (13-15 Aralık) Risale Akademi, Akav ile Dicle Üniversitesi işbirliğiyle Diyarbekir’de “Sanat, Marifet ve İttifak için Sosyal Kalkınma Sempozyumu” düzenlenecektir. Evvela şehrimizde böyle bir ilim şöleni düzenleyecekleri için bu kurumlarımızı tebrik ederiz. Ayrıca tüm Risale Haber okuyucularını da buradan sempozyuma davet ediyoruz. Saniyen bu yazımızda sempozyum ’da ele alınacak konulardan biri olan Marifet konusunu kısmen değerlendirmek istiyoruz.

Marifet’e sözlükte şu anlamlar verilmiştir: “Bilme, bir şeyi cüz'i vecihle bilmek, hüner, üstadlık,  san'at, tuhaflık, garip, hareket, vasıta, tavassut, ilim ve fenlerle tahsil olunan malumat, irfan kazanmak”[1] “İlim, hüner, tanıma”[2] gibi anlamlar verilmiştir. Günümüz lisanıyla söylersek marifet ”eğitim ve öğretim” demektir.

Allah tarafından “Yaratan Rabbinin adıyla oku”[3] denilerek marifetle emredilen ve “Ben muallim olarak gönderildim”[4] diyen Hz. Peygamber’in (s.a.v.) bu asırdaki en büyük varisi olan Bediüzzaman Said Nursi eğitim ve öğretim faaliyetlerine çok büyük önem vermiş, bu konuda devlet idarecilerine mektuplar yazmış, bu uğurda hapishaneye hatta tımarhaneye dahi atılmıştır. Bediüzzaman özellikle Kürtlerin eğitim ve öğretimi için büyük gayretler sarf etmiş, Kürt aydınlarıyla beraber birçok derneklerin kurucu ve üyeliğinde bulunmuştur. Bu cemiyetlerden biride “Kürd Teavün ve Terakki Cemiyeti” dir. Bu cemiyetin tesis gayelerinden biride Kürtler için “Maarif ve sanayi ve ticaret ve ziraatı neşr-ü tevsi’ etmek”[5] olarak belirtilmiştir. Bir diğer dernekte “Kürd Neşri Maarif Cemiyetidir.” Bu cemiyetinde amacı aynı olmakla beraber önce İstanbul’da olmak üzere “ekseriyet-i sekenesi Kürd olan kasaba ve karyelerde mektepler tesis etmek” gayeleri arasındadır. Nitekim bu cemiyet İstanbul’da “Mekteb-i Meşrutiyet” adıyla zeki kürd çocukları için bir okul açmıştır.[6] Bu okulun müdürlüğüne de Üstadın bazı eserlerini neşretmiş ve İki Mekteb-i Musibetin Şehadetnamesi eserine önsöz yazmış olan Diyarbekir Liceli Kürdizade Ahmed Ramiz Efendi getirilmiştir.

Kürd Teavün ve Terakki Cemiyeti’nin gayeleri konusunda Altan Tan şu bilgileri vermektedir: “Cemiyetin tüzüğünde Kürtçe ilköğretimi kolaylaştırmak için Kürt dilini yazıp kitap haline getirmek, Kürtçe dil bilgisi kitabı ve mükemmel bir sözlük hazırlatmak, Kürtçe ders kitapları yazımını ikramiyeler vererek teşvik etmek amaçları belirtilmiştir. Tüzüğün bir diğer maddesi de şöyledir: “Şimdiye kadar basılmış ve basılmamış ne kadar yararlı Kürtçe eser varsa derleyip toplayarak yayımlamaya ve okutmaya, Kürt edebiyatının bir tarihçesini hazırlayıp kitap haline getirerek yayımlamaya özen gösterilecektir.”[7]

Üstad, Kürt dili ve Edebiyatı’nın geliştirilmesi ve Kürtçe anadilde eğitim veren okullar açılması konusunda birçok tavsiyelerde bulunmuştur. Divan-ı Harbi Örfi adlı eserinde Kürtlere yaptığı tavsiyelerden bir tanesi şu şekildedir: “-İhmalinizle gayet müşevveş ve bazı dalları aşılanmış olan- lisanınız Şecere-i Tuba gibi bir şecerenin tecellisine müstait iken, böyle kurumuş ve perişan kalmış ve medeniyet lisanı olan edebiyattan nakıs kalmış olduğundan, lisanı-ı teessüfle sizden hamiyet-i milliyeye arz-ı şikâyet ediyor. İnsanda kaderin sikkesi lisandır. İnsaniyetin sureti ise, sahife-i lisanda nakş-ı beyan tersim ediyor. Lisan-ı maderzad (anadil) ise, tabii olduğundan, elfaz davet etmeksizin zihne geliyor. Alışveriş yalnız mana ile kaldığından, zihin çatallaşmaz. Ve o lisana giren maarif nakş-ı alel hacer gibi baki kalır. Ve o zeyy-i lisan-ı milli ile görünen, her ne olursa me’nus olur.”[8]

Üstadın tavsiyelerini kısaca özetlersek Üstad Kürtçe’nin bir şecere-i tuba gibi gelişmeye müsait olduğunu ancak ihmalimizle başka dillerden etkilendiğini ve medeniyet lisanı olma noktasında geri kaldığını belirtmektedir. Kürtçe’nin terakki edip gelişmesinin yolunun da taşa kazınan yazı gibi akılda kalıcı olan anadilde eğitim ile mümkün olduğunu söylemektedir.

Üstad, daha sonra Kürtçe’nin ilerleyip gelişmesi için hamiyet-i millinin her şubesinde “kasbu’s-sebki” öne geçmiş olan Mutkili Halil Hayali Efendi’nin yazmış olduğu Kürtçe Elifba ve Sarf ve Nahv-i’nin temelleri üzere gitmeyi ehli hamiyete tavsiye etmiştir.

Kürt edebiyatının klasik eserlerini ilk neşreden kişilerin ve ilk kürtçe gazete ve dergi çıkaranların Üstad’ın talebeleri veya çok yakın dostları olması dikkat çekicidir. Nitekim Kürt edebiyatının en önemli eserlerinden olan Ehmed-i Xani’nin Mem u Zin adlı eserini Müküslü Hamza Ağabey, Melaye Ceziri’nin (Molla Ahmed-i Ceziri) Divan’a Ceziri eserini de Seyyid Şefik Arvasi yayınlamıştır. Arvasi 1925 yılında söz konusu kitabı yayınladığı için Şark İstiklal Mahkemesi tarafından 10 yıl hapis cezasını çarptırılır.[9]

Melaye Bate’nin Kürtçe Mevlid’ini de Kürdizade Ahmed Ramiz neşretmiştir. Ayrıca Xetaya Xelef u Selef (Halef ve Selef’in Hatası), İhtara Dicle u Fırat Weya Gaziya Hawara Mabeyni Nehran (Dicle ve Fırat’ın Uyarısı veya Mezopotamya’nın yardım çağrısı), Paşvemana Kürdan u Kürdistan (Kürtlerin ve Kürdistan’ın Geri Kalmasının Sebepleri), Himayekırina Maarif weya Himayenekırina Maarif  (Eğitimin Himaye Edilmesi veya Himaye Edilmemesi)[10] adlarında Dört tane Kürtçe kitap yazmıştır.

Üstad’a talebelik ve avukatlık yapmış olan Mehmed Mihri Hilav’da Kürt dilinin birliğine hizmet eden “Muqeddimet’ul İrfan” adlı bir broşür yazmıştır. Ayrıca 1934 de kadar önce İstanbul’da daha sonra Irak Kürdistan Bölgesinde yayınlanan ‘Jin’ dergisinde Kürtçe makaleler yazmıştır.[11]

Kürtçe marifet konusunda en büyük pay sahiplerinden biride Üstadın Hamiyeti Milli’nin her şubesinde önde olduğunu belirttiği Mutkili Halil Hayali Efendi’dir.

Kürtlerin Marifetine hizmet eden ve Üstad’a dost veya talebe olan pek çok kişiyi saymak mümkündür. Ancak konu uzamasın diye kesiyoruz.

Eski Said döneminde Kürtçe okullar açma ve Kürtçe eğitim çalışmalarına destek olan Üstad, cumhuriyetin kurulmasıyla süfyanizm rejiminin yuları ele geçirip dinsiz bir millet yetiştirmeye başlaması üzerine Medrese-i Nuriye’ler vasıtasıyla iman kurtarma hizmetini başlatarak marifet’e hizmet etmeye devam etti. Ve küfrün belini kırıncaya kadar da bu hizmetini sürdürdü. Üstad’tan sonra da Nur Talebeleri iman hizmetine devam ederek nurları dünyanın her köşesine ulaştırdılar. Böylece Nur Mekteb-i İrfanı dünya tarihindeki parlak yerini almış oldu.

Marifet konusunda dini cemaatlere özellikle nur talebelerine şu çağrıda bulunmak istiyorum. Malum olduğu üzere Üstad Kürtçe anadilde eğitim veren okullar açmaya teşvik etmiştir. Üstad’ın bu konuda II. Abdulhamid döneminde Mabeyn’e verdiği dilekçe mevcuttur. Söz konusu dilekçe daha sonra makale tarzında Şark ve Kürdistan Gazetesi’nde yayınlanmıştır.[12] Nur Talebeleri ’de bugün Kürtçe anadilde eğitim yapılması için özellikle ilköğretim Okulları’nda yapılması için hükümete çağrıda bulunmalıdırlar. Özellikle içinde bulunduğumuz çözüm süreci açısından bu çok mühimdir kanaatindeyim. Çünkü nurcular Türkiye kamuoyu üzerinde (farkında olmasalar da) çok etkin konumdadırlar. Diyarbekir’de yapılacak olan sempozyumu düzenleme komitesi de sempozyum sonuç bildirisinde bu konuya yer vermelidir. Böylece Bediüzzaman Said Nursi’nin tavsiyelerine de uyulmuş olunacaktır. Ayrıca birçok Kürd’ün dile getirdiği “hakkımızı dindarlar değil solcular dile getiriyor” iddiasına da cevap verilmiş olunacaktır.

Bir sonraki yazıda buluşmak dileğiyle Allah’a emanet olun.



[1] . Hekimoğlu İsmail vd. Yeni Ansiklopedi c. 3, Timaş Yayınları, İstanbul 1991, sh. 1089

[2] . Ömer Sevinçgül, Küçük Lügat, Zafer Yayınları, (Darulkitap.com)

[3] . Alak Suresi: 1

[4] . İbn Hacer El-Askalani, Metali bul-Aliye c. 3, Çeviri: Halil İbrahim Kaçar-Adem Yerinde, Ocak Yayıncılık, İstanbul 2006, sh. 465

[5] . Ahmed Akgündüz, Arşiv Belgeleri ışığında Bediüzzaman Said Nursi, Osav Yayınları, İstanbul 2013, sh. 515

[6] . A. g. e, sh. 692-693

[7] . Altan Tan, Kürt Sorunu, Timaş Yayınları, İstanbul 2009, sh. 135-136

[8] . Bediüzzaman Said Nursi, Divan-ı Harb-i Örfi, Eski Said Dönemi Eserleri, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul 2009, sh. 164-165

[9] . Veysel Aydeniz, “Bediüzzaman Said Nursi’nin Kürt Aydınlarıyla olan İlişkileri”, Vefatının 50. Yılında Bediüzzaman Said Nursi Sempozyumu, Nubihar Yayınları, İstanbul 2011, sh. 352

[10] . Akgündüz, sh. 691

[11] . Aydeniz, 353

[12] . Makalat, Eski Said Dönemi Eserleri, sh. 22

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
1 Yorum