
Muhammed Numan ÖZEL
Uhuvvet Risalesinin Yazılış Sebepleri
Bediüzzaman Said Nursî’nin "Uhuvvet Risalesi" olarak bilinen Yirmi İkinci Mektup’u yazmasının arkasında hem tarihî hem de imanî sebepler bulunmaktadır. Bunları ele alalım.
Müslümanlar Arasındaki İhtilafları Gidermek
Bediüzzaman, yaşadığı dönemde Müslümanlar arasında ihtilafların, gruplaşmaların ve çekişmelerin arttığını görmüştür. Çünkü Bediüzzaman üç farklı rejim olarak siyasi dönem görmüştür. Osmanlı’nın yıkılışı, İslam dünyasının sömürgeci güçler tarafından parçalanması ve iç bölünmeler, Müslümanların birbirlerine düşmesine sebep olmuştur. Bunların hepsine şahit olmuştur. Bu nedenle, uhuvvetin yani İslam kardeşliğinin yeniden ihya edilmesi için bu risaleyi kaleme almıştır.
İman Kardeşliğini Hatırlatmak
İslam, Müslümanları sadece aynı dine mensup insanlar olarak değil, birbirine kardeş olarak tanımlar:
"Müminler ancak kardeştirler." (Hucurât, 49/10)
Bediüzzaman, bu ilahî hakikati esas alarak Müslümanların birbirlerini düşman gibi görmelerinin imanla bağdaşmadığını vurgulamıştır. İman kardeşliğinin kan bağından bile daha kuvvetli olduğunu hatırlatmıştır. Bunu toplumda yayarak toplumsal kaynaşmayı hedeflemiştir.
Cemaat ve Topluluklar Arasındaki Hasedi Önlemek
Bediüzzaman, Müslümanlar arasındaki çekişmelerin en büyük sebeplerinden birinin haset ve rekabet olduğunu belirtmiştir. Özellikle hizmet eden İslamî cemaatler arasında bu tür kırgınlıkların vb olaylar olması, davaya zarar vermektedir. Bu nedenle, hizmet edenlerin birbirini kıskanmak yerine, İslam’a hizmet eden herkesin başarısına sevinmesi gerektiğini öğütlemiştir. Sözde değil özde bir tutum sergilemiştir yani.
İslam’ın Yeniden Yükselişi İçin Birlik Şarttır
Bediüzzaman, Müslümanların zayıflamasının temel sebebinin tefrika olduğunu söylemiştir. İslam dünyasının tekrar güçlü olabilmesi için Müslümanların tefrikayı bırakıp ittihad etmesi gerektiğini vurgulamıştır:
“İttifakta kuvvet var, ittihadda hayat var.
Uhuvvette saadet var.
İtaat-ı hükûmette selâmet var.
Hablü'l-metin-i ittihada ve şerit-i muhabbete sarılmak zarurîdir.”[1]
Yani, Ey ehl-i iman! İttifakta hayat, ihtilafta mevt var. Müslümanların birliği, onları güçlü kılar. Bu sebeple ittihada, birliğe sarılmak zaruridir.
Bu yüzden, uhuvveti tesis etmek, İslam’ın yeniden ihya edilmesi için zorunlu bir adımdır.
Günahlardan ve Düşmanlıklardan Sakındırmak
Bediüzzaman, uhuvvetin sadece sosyal bir bağ değil, aynı zamanda ahlâkî ve imanî bir gereklilik olduğunu belirtmiştir. Müminlerin birbirine düşmanlık beslemesi, kin tutması, gıybet etmesi ve haset etmesi, onları manevi olarak da helak edebilir. Bu yüzden, uhuvveti muhafaza etmek Sosyal hayatta adeta farz, adavet ve düşmanlık ise haram seviyeye gelmiştir. Müslümanları bu tehlikelere karşı uyarmıştır.
Kendi Talebeleri Arasında Birliği Sağlamak
Bediüzzaman, Risale-i Nur hizmetinin farklı bölgelerde yayılmasıyla, talebeleri arasında da zaman zaman küçük ihtilafların yaşandığını görmüştür. Bu ihtilafların büyümemesi ve Risale-i Nur hizmetinin birlik içinde devam etmesi için uhuvvetin önemini vurgulamıştır. Talebelerine yazdığı Lâhika mektuplarıyla hizmet içinde talebelerinin nabzını tutmuş ve bir hedefe yöneltmiştir. Barla, Kastamonu, Emirdağ Lahikası bu mektuplardan oluşmaktadır.
Bediüzzaman Said Nursî, uhuvveti tesis etmek için bu risaleyi kaleme almıştır. Onun temel amacı:
Müslümanların birbirine düşman olmasını engellemek,
İman kardeşliğini hatırlatmak,
Haset ve rekabeti önlemek,
İslam’ın yükselişi için ittihadı sağlamak,
Günahları ve kötü ahlâkı önlemek,
Talebeleri arasında birlik ve beraberliği korumaktır.
Bugün de Müslümanların en büyük ihtiyacı uhuvveti yaşamak ve İslam kardeşliğini güçlendirmektir. Bediüzzaman’ın bu mesajı, sadece kendi dönemi için değil, günümüz için de büyük bir rehber niteliğindedir.
“Muhabbeti adavete mağlub ettiren adam, nazar-ı hakikatta Cebel-i Uhud'u bir çakıl taşından aşağı derecesine indirmek kadar ahmakane bir harekettir. Adavetle muhabbet, ziya ile zulmet gibi içtima edemez.
Adavet galebe çalsa, muhabbet mümaşata inkılab eder.”[2]
Sonraki yazımızda bu vecize üzerine devam edelim inşaallah.
Selam ve dua ile.
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.